Seni mutfağa vereyim, kredini geri ödemek için bulaşık yıka. o zamana dek artık ne gençliğin, nede yakışıklılığın kalır. bulaşıkçıdan başka hiçbirşey olmazsın
وقتها لن تكون شاباً أو ستكون مجرد غاسلصحون
Bence de bulaşıkçıyla evlenmeliydin,
كان يجب أن تتزوجى غاسلالصحون و حسب
Umarım April ile gidersin. daima iyi bir bulaşıkçı kullanabilirim!
أريدك أن تخرج مع أبريل يمكننى دائماً أن أستفيد من غاسلصحون جيد
Ama bir bulaşıkçı işe başlayacaktı. Bununla ilgili bilgin var mı?
هناك غاسلصحون تم طلبه هل تعرف أيّ شيء بهذا الشأن ؟
Yıldız Parıltısı Ödülümüzü bir grup bulaşıkçıya kaptırmayı mı istiyorsun?
هل تريدنا أن نخسر جائزة "دازل" للمواهب أمام مجموعة غاسليالصحون ؟
Isleri düzeltmek icin yapilmasi gereken ne varsa yaptim-- yemekleri tekrar degerlendirdik, bulasik makinesini yaktik... zihinsel özürlüler icin mutlu bir saat kampanyasi baslattik.
لقد عملت كل ما بوسعي لادارة الاشياء لقد اعدنا استعمال الطعام طردنا غاسلينالصحون بدانا ساعة جميلة للكبار والمريضين عقليا